31 Ağustos 2015 Pazartesi

KAPIDAĞ YARIMADASI’NDA BİSİKLET TURU


22-26.08.2015
Bertan’la Kapıdağ Yarımadası’nda bisiklet turu yapmaya karar verdiğimizde haritalardan yolları inceleyip özellikle kuzey kıyısının inişli yokuşlu yapısını gördükten sonra biraz tereddüt ettik. Benim pek bisiklet tecrübem olmadığı için yokuşları çıkıp çıkamayacağımdan emin olamadık ikimiz de. Bertan tecrübeli bir bisikletçi olduğu için tereddüdü benimle ilgiliydi. Yarımadanın denize dik inen kayalık sahilleri, aralarındaki kumsalları ve iç kısmındaki orman yolları bisiklet turu için çok cazipti. Ama yokuşlar biraz riskli görünüyordu.


Turanlar
22.08.2015
Bandırma – Erdek – Ocaklar – Turanlar (35km + 8km İstanbul’da, toplam 682m tırmanış)

İlk gün on buçukta Bandırma’da feribottan inip pedal çevirmeye başladık. Hava bulutlu ve serindi. Anayoldan Erdek’e kadar geldik. Öğle yemeğini burada yedikten sonra yarımadanın kuzey sahilindeki Turanlar köyüne doğru yola çıktık. Asfalt yol Ocaklar köyü mevkiinden başlayıp yükselerek ormanlık tepeyi aştıktan sonra kuzey sahiline iniyordu. Benim için ilk uzun yokuş tırmanışı bu yolda oldu. Yarım saat kadar sürekli tırmandık. Ormanın içinden yükseldikçe güzelleşen manzaranın yola devam etmemde etkisi oldu. Ben çok yavaş gidiyordum. Bertan ileri gidip geri gelerek ve resim çekerek bana eşlik ediyordu. Yarım saat kadar sonra sahilden yaklaşık 550m yükseklikteki tepeye vardığımızda zafer duygusuyla mutlu oldum. Ama hemen ardından fark ettim ki bisikletle virajlı yoldan son sürat yokuş aşağı inmek oldukça korkutucu bir his.
Öğleden sonra üçte Turanlar köyüne vardık. İki akşam kalacağımız Ağaçevler’e yerleştik. Çam ağaçlarının altındaki ahşap kulübeler çok sade ve hoştu. Günün geri kalanını sahilde ve köyde yürüyüş yapıp etrafı keşfederek geçirdik. Turanlar, uzun bir kumsalı olan geniş bir koyda kurulu turistik olmasına rağmen sempatik bir köy. Yiyecekler doğal ve insanlar canayakın.

23.08.2015
Turanlar – Doğanlar – İlhanlar – Narlı – Ocaklar – Turanlar (40km, toplam 1125m tırmanış)
İkinci gün Turanlar köyünden batıya doğru sahil yolunu takip ederek Ocaklar mevkiine kadar gidip sonra ilk günkü yolu tekrar yaparak aynı yere dönmeye karar verdik. Sahil yolunun batı kısmının düz olduğunu sanıyorduk. Ama köyden çıkar çıkmaz dik tırmanış başladı ve yol inişli çıkışlı devam etti. Kayalıklar, minik adalar, koylar ve rüzgar santralleri ile manzara çok etkileyiciydi. Öğle yemeği için Ocaklar köyünde durduğumuzda toplam yaklaşık 600m tırmanmıştık.
Öğleden sonra ilk günkü yoldan tepeye çıkıp Turanlar köyüne indik. İkinci gün yokuşu biraz daha hızlı tırmanabildim. Turanlar’a varınca mayomuzu kapıp denize atladık. Kumsalın keyfini çıkardık.

24.08.2015
Turanlar – Ormanlı – Ballıpınar – Tatlısu – Dalyan (41km, toplam 1950m tırmanış)

İlk iki günkü performansımdan cesaret alan Bertan kuzey sahildeki yokuşları geçip Ballıpınar’dan güneye sapan orman yolundan yarımadanın güneydoğusuna inerek ‘epik’ bir bisiklet yolculuğu yapabileceğimizi söyledi. Turanlar, Ormanlı ve Ballıpınar arasındaki yol denize dik inen tepelerden ine çıka gittiği için çok yokuşluydu, ama önceki gün geçtiğimiz batı tarafındaki yoldan daha zor değildi. Doğuya gittikçe asfalt yol toprağa döndü, araba trafiği azaldı ve tabiat güzelleşti. Ara sıra rastladığımız yamaçlardaki çöplükler üzücü bir tezat yaratsa da manzara hakikaten müthişti.  
Öğlen vardığımız Ballıpınar tam anlamıyla bir köydü. Konaklayacak ve yemek yiyecek bir yer olmadığından bakkaldan peynir ekmek alıp karnımızı doyurduk. Biraz dinlendikten sonra vadiden güneye inen orman yoluna saptık. Dere yatağını takip eden taşlı toprak yoldan uzun bir yokuş çıktık. Ağaçların gölgesinde yaklaşık bir saat 500m yüksekliğe tırmandık. Yokuştaki çınar ve kayın ağaçlarının yerini yükseldikçe çamlar aldı. Tepeye vardığımızda ormanın ve ardındaki denizin manzarası etrafımızı sardı. İçimizde zafer duygusu yarattı.
Yarımadanın güney tarafından inişe geçtiğimizde çamlar azaldı ve zeytin ağaçları sıklaştı. Tatlısu’ya indiğini tahmin ettiğimiz kestirme bir yola saptık. Dik ve kumlu yoldan hoplaya zıplaya indikten sonra yaptığımızın gerçekten ‘epik’ bir seyahat olduğuna karar verdik. Sahildeki yolu takip edip Dalyan’a vardığımızda epey yorulmuştuk ve doğrudan denize atladık.


25.08.2015
Dalyan – Karşıyaka – Çakıl – Kestanelik- Çayağzı – Ballıpınar – Yukarıyapıcı – Belkıs – Erdek – Çuğra (65km, toplam 1892m tırmanış)
Son gün yarımadanın kuzeydoğu sahilini keşfetmeye karar verdik. Benim yokuşlarla ilgili tereddüdüm kaybolmuştu. Cesaretlenmiştim. Hava ilk günlere oranla daha sıcak olmasına rağmen Dalyan’dan kuzeye doğru giden yolda sahile inip tepelere çıkarak birkaç köy geçtik. Kestanelik’e vardığımızda öğlen olmuştu. Köy kahvehanesinde oturup bakkaldan aldığımız tereyağlı peynirli ekmeği yedik.
Bir buçuk saat kadar dinlendikten sonra tekrar yola çıktığımızda hava halen çok sıcaktı. Ballıpınar’a kadar güneşin altında tırmanıp inmek beni epey zorladı. Ballıpınar’dan ormana girdiğimizde ağaçların arasında hava serinledi ama ben çok yavaşlamıştım. Önceki gün orman yolu çok hoşumuza gittiği için tekrar yapmak istemiştik. Yorgunluğuma rağmen keyifle yukarıya kadar tırmandım. Tepeye vardığımızda güneş alçalmıştı. İnişte manzara çok güzeldi. Zeytin ağaçları arasındaki Belkıs köyünü geçtik. Anayola çıktık. Erdek’ten sonra gelen Çuğra mevkiindeki otelimizi bulduk. Gün batarken denize girdik. Akşam uzun kumsalda yürüyüş yaptık. 
26.08.2015
Çuğra – Erdek - Bandırma (23km + 8km İstanbul’da, toplam 355m tırmanış)
Dönüş günü Çuğra’daki otelden çıkıp Erdek üzerinden bir buçuk saatte Bandırma’ya vardık. Feribota binip İstanbul’a döndük.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder