27 Haziran 2013 Perşembe

SİSTE SEYİR

04.05.2013
Stephen King'in yıllar önce okuduğum 'Sis' adlı bir gerilim romanı vardı. Uzun süre etkisinden kurtulamamıştım. Mayıs başında yoğun sisli bir günde Dolunay'la birlikte Yalova'dan Kalamış'a yaptığımız seyrin Stephen King'in bu romanından aşağı kalır yanı yoktu...

Feribotla Pendik'ten Yalova'ya geçerken hava güneşliydi. Bu yüzden marinadan çıkarken denizin üzerinde gördüğüm pusun kısa sürede dağılacağını düşünmüştüm. Halbuki, tam tersine, sis gittikçe koyulaştı. Rüzgarın Karayel'den 10-15 knot esmesine rağmen dağılmayan sis içinde hiçbir şey görmeden yelkenle pusulaya göre seyredip yerimizi IPad'deki Navionics uygulamasıyla tayin ediyorduk. Gemilerin ve feribotların motor sesini duyabilmek için motoru çalıştırmadık. Birkaç kez deniz otöbüsü sisin içinden aniden belirip yanımızdan geçti. Doğrusu yüreğimiz ağzımıza geldi. İşin kötüsü teknede bir çan bile yoktu. Can yeleklerimizi giymiş ve telefonlarımızı naylon torbayla cebimize koymuştuk. Komik geliyor ama birşey olur da kendimizi suda bulursak karadakileri arayabilelim diye düşünmüştük...

Saatler boyunca gerilim sürdü. Feribotların rotasından çıkınca biraz rahatladık ama Büyükada'ya yaklaşınca yolcu motorları daha beter tehlike oluşturdular çünkü radar kullandıklarını sanmıyorum. Az kaldı Büyükada açığında bir anda birkaç metre önümüzde beliren sığlık çakarına çarpacaktık. Neyseki Heybeliada'yı geçince sis biraz açıldı ve Kınalı'dan sonra tamamen kalktı. Kalamış'a sağ salim vardık.

Sis kuzeyden gelip bir anda bastırmış. Turksail'den aldığım resim inanılmaz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder