31 Ağustos 2009 Pazartesi

ANNEM VE BABAMLA KALPAZANKAYA


23.08.2009
Pazar sabahı on birde annem ve babamla Pendik marinada buluştuk. Poyraz günlerdir estiği gibi kuvvetli esmeye devam ediyordu. Marinadan çıktığımızda babam yelkenlere camadan vurmayı reddetti. Aslında rüzgar henüz üç kuvvet esiyordu ama artacağı belliydi. Ana yelkeni ve genoayı tam bastık ve tekne geniş apazda neredeyse dalgaların üzerinden uçarak Burgazada’ya doğru ilerlemeye başladı.
Son derece keyifli bir seyirden sonra Burgazada ve Kınalıada arasındaki kanaldan güneybatıya yöneldik. Bir kavançadan sonra Kalpazankaya’nın önüne gelip yelkenleri indirdik. Kayanın arkasındaki tonoza bağlandık. Rüzgar epey artmış olmasına rağmen Kalpazankaya’nın kuytuda kalan koyu göl gibi sakindi.


Tekneyi toparladıktan sonra tepede ağaçların arasındaki lokantayı arayıp masamızı ayarladık. Botla bizi aldılar ve saat ikide yamacın kenarından aşağı kuşbakışı manzarası olan masamızdaydık. Kalpazankaya’daki lokanta, çam ağaçlarının altında çok sade ve tabiatla uyumlu tasarlanmış. Yassıada ve Sivriada’ya bakan manzarası müthiş. Yemeklerden ve servisten çok memnun kaldık. Özellikle ızgara sinarit çok lezzetliydi.

Tekneye döndükten sonra hemen denize atladık. Birkaç saat deniz keyfinden sonra tonozdan ayrılmadan ana yelkeni bastık. Rüzgar iyice hızını almış olduğundan ve koyun dışında kuzucuklar görünmeye başladığından ikinci camadan kaçınılmaz olmuştu. Ana yelkenle teknenin bordasını rüzgara çevirip tonozu bırakınca yavaşça koydan çıktık. Ardından genoayı bastık ve orsa seyirde Pendik’e dönüşe geçtik. İki saatlik keyifli orsa seyirden sonra marinaya bağlandık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder