05-09.11.2011
Kasım ayında yaylada çadırda kalacaksın, deseler, çıldırmış
olmalılar, derdim içimden. Ama Batı
Toroslar’daki Olympos (Tahtalı) dağının eteğindeki Çukur yaylada geçirdiğimiz
akşam beş günlük seyahatin en keyiflisiydi. Çevreden topladığımız sedir ağacı
dallarıyla yaktığımız ateşin baharatlı kokusu hala burnumda.
5 Kasım Cumartesi sabahı dokuz kişilik ekibimizle Antalya Havaalanı’nda
buluştuktan sonra ilk durağımız Göynük Kanyonu oldu. Rehberimiz Özgür ilk günkü
zorlu tırmanış planından vazgeçip bize kanyonda ve ardından ormanda kısa yürüyüşler
yaptırdı. Temiz hava ve orman kokusu hepimizi sardı. Akşam Ovacık köyündeki Gül
Dağ Oteli’nde kaldık.
Göynük Kanyonu
Gül Dağ Oteli
Asırlık çınar ağacı
Ertesi sabah kahvaltıdan sonra Yayla Kuzdere’deki asırlık
çınarları ve kale kalıntılarını görmeye gittik. Yayla Kuzdere’den 1800m’deki Çukur yaylaya dik patikayı takip ederek yaklaşık üç saatte tırmandık. Yükseklik
arttıkça çam ağaçlarının yerini Lübnan sedirleri ve ardıç ağaçları aldı. Tepelerde
kayaların içinden çıkmış dev sedir ağaçlarının manzarası etkileyiciydi.
Kayaların içinden çıkan Lübnan sedirleri
Kamp yerine öğleden sonra vardık. Hafif bir yemek yedikten
sonra akşam için hazırlıklara başladık. Ateş yakıp çevreden odun topladık.
Çadırları kurduk. Güneş gider gitmez hava soğudu. Kat kat giyindik. Ateşin
çevresine dizilip çay hazırladık. Topladığımız sedir dallarının ateşte yanarken
çıkardığı koku bizi büyüledi. Akşam yemeği için ateşte sucuk, soğan, patates ve
biber pişirdik. Uykumuz gelene kadar ateşin başında keyif yaptık.
Gece ayazla birlikte hava epey soğudu. Çadırda uyku
tulumları, termal içlikler, polar kıyafetler ve şapkalarla uyuduk. Kat kat
giyinince ben üşümeden uyudum. Sabah beş buçukta uyanıp tekrar ateşin başına dizildik.
Özgür gece uyku tulumunu ateşin başına serip uyumuştu. Kahvaltı edip çadırları
söktük. Eşyaları almaya gelen kamyonete herşeyi yükledikten sonra saat sekize
doğru yürüyüşe başladık.
Tahtalı dağının 2365m’deki zirvesine iki buçuk saatte
tırmandık. Yolun neredeyse tamamı ‘çarşak’ denen bitki büyümeyen taşlık zeminden
oluşuyordu. Yol dik ve kaygan olduğundan yürüyüş zorluydu. Zirveye vardığımızda
teleferikle Kemer’den buraya beş dakikada çıkmış olan turistlerin bize bakışı görülmeye
değerdi. Muhteşem manzaranın resmini çekip dinlendikten sonra inişe geçtik.
Çoğunluğu orman içinden olan yaklaşık dört saatlik iniş bacaklarımızı çıkıştan
daha çok zorladı. Gün batmadan vardığımız Beycik köyünde minibüsümüzle buluştuk
ve geceyi geçireceğimiz Çıralı’daki Sunset Otel’e gittik.
Zorlu tırmanış ve inişin ertesi günü hepimizin bacakları
tutulmuştu. Bu yüzden Çıralı’da rahat bir gün geçirmeyi planlamıştık. Yine de
hareketsiz kalamadık ve gündüz Olympos antik kentini gezip deniz
kenarındaki kale kalıntılarına tırmandık. Akşam ise Yanartaş’ı (Chimeara)
görmek için uzun bir yürüyüş yaptık. Çıralı’da bahçeden topladığımız nar ve
portakalları yemek ayrı bir keyifti.
Olympos'taki kale kalıntıları
Son gün erkenden minibüsle yola çıkıp Adrasan’dan yürüyüşe
başladık. Denize bakan yamaçlardan inişli çıkışlı oldukça zor bir patikadan saatlerce
yürüdük. Çam ormanının kokulu havasını içimize çekip zeminde kuru iğne
yaprakların arasından çıkan siklamen çiçeklerine hayran olduk. Düşmemek için
sürekli yere bakarken arada başımızı kaldırdığımızda muhteşem Akdeniz
manzarasıyla karşılaştık. Yaklaşık altı saat sonra Taşlık burnundaki Gelidonya
fenerine vardık. Fenerde biraz vakit geçirdikten sonra sahile inip
minibüsümüzle buluştuk. Terimizi atmak için Korsan koyunda denize girdik. Su
ılıktı. Denizde yüzmek uzun günün ardından beni kendime getirdi ve yorgunluğumu
aldı. Kalan azıcık enerjimizle akşam uçağına binip burnumuzda orman kokusuyla
İstanbul’a döndük.
Antalya Körfezi haritası
Göynük, Ovacık, Yayla Kuzdere, Tahtalı Dağı, Beycik
Çıralı, Adrasan, Taşlık Burnu ve Gelidonya Feneri
Göynük, Ovacık, Yayla Kuzdere, Tahtalı Dağı, Beycik
Çıralı, Adrasan, Taşlık Burnu ve Gelidonya Feneri
Rehberimiz: Özgür Aldemir, Buklatur ve Bougainville Travel (Kaş)
Böyle tatillerini okudukça oralara gitmiş ve oraları görmüş gibi oluyorum. Teşekkürler, devam et. Fatoş
YanıtlaSil