İlginçtir ki, haritayı açıp kafamda Ege sahili ve Yunan adaları arasında yapılabilecek güzel bir rota oluşturmaya çalışırken bana bu aynı zamanda çok korkutucu geliyor. Adaların arasındaki uzak mesafeleri yelkenli tekneyle nasıl aşarız, diye düşünüyorum haritadan bakınca. Eskiden İstanbul’da teknemle Adalar’a gitmenin düşüncesi de bana korkutucu gelirdi doğrusu. Denizden korkmanın doğru bir tutum olduğunu düşünüyorum. Hiçbir zaman rehavete kapılmayı affetmiyor deniz. Belki bir gün Ege’deki adalar arasında tekneyle yolculuk yapmak korkutmayacak beni. O zaman Atlantik Okyanusu'nu ve Antarktika’yı düşünüp endişelenmeye başlayabilirim.
Hissettiğim korkuya karşılık aklımda sürekli beliren ve
özlem duyduğum bir hayal, hafif dalgalı denizin üzerinde saatlerce kayar gibi
yelken yaparken su sesinden başka hiçbir şey duyulmamasının verdiği huzur.
Şehirde herkes trafikte ve başka her yerde stres içinde birbirini geçmeye
çalışırken denizde sadece kendimle ve doğayla baş başa olmayı özlüyorum.
Korkutucu gelse de bu sene tekrar Yunan Adaları arasında bir yelkenliyle katedeceğimiz rotanın hayalini
kuruyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder